13 Kasım 2013 Çarşamba

26-35. haftalarda biz...

İnsan önce yaptığı şeyden keyif almalı değil mi?
Bence de hatta mümkünse yalnız kendini değil karşısındakini de mutlu edebilmeli, keyif verebilmeli.
Mutsuz olduğumda, keyifsizsem hiç bir şeyi sadece yapmış olmak için yapmak istemiyorum. Çünkü bu yüzüme, sesime, yazdıklarıma ve istemesem de her hareketime yansıyor, ben o halde olmaktan nefret ediyorum. Sürekli dert yanmak şikayet etmek çok kötü. Bu tip insanlardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışan biri olarak ta bizzat benim de öyle olmam çok daha fena bir şey.

Burada olmak, hissettiklerimi, yaptıklarımı, yaşadıklarımı anlatmak için büyük bir istek ve sabırsızlık duymuş olsam da son zamanlarda yaşadıklarım pek hoş olmadığından ve aradaki güzel şeylere de gölge düşürdüğünden hiç gelmeyim buralara dedim. Kimseye kasvet vermeyim istedim.Yazamıyor da insan zaten, ne anlatacağımı da  bilemedim. 

Hamileliğimin başından beri, eskiden de başımın belası olan böbrek kumu gibi bir derdim var ve bu sürekli idrar yolu enfeksiyonu olmama sebep oldu, ne kadar temiz titiz olsanız da dikkat etseniz de olacak ya işte çoğu zaman inanılmaz boyutlara ulaştı, antibiyotikler, fitiller vs. benim hayatımı inanılmaz zorlaştırdı. Tam geçti derken tekrar başlayan ve gece gündüz ağrılarla geçen zamanlar yaşadım. Neyse ki yüzdük yüzdük sonuna geldik.Şimdi daha iyiyim.

Ama bitmedi tabi, tam bunlarla uğraşırken üzerine birde Rahim Boyu kısalığı gibi bir durumum ortaya çıktı, ilk defa duydum, genetik, doğuştan olan bir şeymiş, bazı kadınlarda olurmuş meğer. Enfeksiyonla birlikte erken doğum riskim gitgide arttı tabi. Normal boyutların neredeyse yarısı kadar bir uzunluğa sahipmiş meğer ve maalesef beni her şeyden mahrum etti. Ev içinde bile gezinmek, ayakta kalmak, iş yapmak yasaklanınca iki nefes dışarı çıkmak bile hayal oldu. Hava alamamak, evde hiç bir şey yapamamak,yürüme eğilme kalkma derken o kadar moralim bozuldu ki, hiç bir şeyden zevk alamaz oldum. Kitap, film, tv, pc hiç bir şey keyif vermedi, bebeğim için yapacağım hazırlıklar bile ertelenince çok üzüldüm çok.

Ailelerimiz de yakınımızda olmadığı için bütün hayatım eşime bağlı olmaya başladı, hem işine hem bana koşturan bir eş (bu konuda da uzun uzun anlatacaklarım var sanırım) tabi o arada onun içinde ayrı üzülmeye başladım, çok şükür ki harika bir eşe sahibim ve o bana bir kere bile of demedi.

Bütün bunları yaşarken içimde ki fındığım minik oğluşum, tekmeleriyle, o muhteşem hıçkırıklarıyla, dönüp duran o minicik bedeniyle beni mutlu etmek için elinden geleni yaptı. Bebeğiim, herşeyimiz oldun şimdiden, herşey senin için, senin sağlığın için, seni sabırsızlıkla ve büyük bir heyecanla bekliyoruz.

Çok daha güzel ve sağlıklı haberlerle görüşmek üzere.
Pıtpıtım sizi çook öpüyooor... :)